Nedense her akşam mütemadiyen hatırlıyorken seni, ağlamamı gördüğünü düşünürken buluyorum kendimi ve tanışıyorum kendimle kısaca; biraz vurgun, biraz solgun, biraz da yorgun. Ve hatırlıyorum apansız, penceremin buğusuna gözlerimle çizdiğim hayalini, görüyorum kalbimi tam ortasından yaran o gözlerini ve hissediyorum ürpererek, senle başlayıp bitmeyen cümlelerimi… Sevgimizin boynuna bıçak dayayan ayrılığın sahtekâr yüzüyle buluştum senin gittiğin gün oysaki her şeyden muaftık ayrılığa ilişkin. İşte yine yarım mutluluk virgülden sonrası yok birlikte görüntülendiğimiz cümlelerin. Korkuyorum artık senden; sen kadar yalnızlıktan, sen kadar bırakılmışlıktan ve korkuyorum ayrılığın sen kadar müptelağımız olacağından… Bu da geçer diyenler oldu şimdi bana dalga geçer gibi farkında olmadan ayrılığı bağrıma saplar gibi… Aşkı tanımlar oldu bilmesen de gidişin. Seni uyurken seyretmenin doyumsuz zevki miydi aşk? Ya da seni ağlarken sakinleştirmek, dualarımda sana da yer vermek miydi aşk, belki de gülün önce dikenini sevmekti bilmiyorum ama ayrılık ölümden daha yakın bana… Keşke diyorum şimdi kendi kendime; her şeyin sınırı ölüm olsaydı da sınırları zorlasaydık, ölüm olsaydı da ayrılığın kollarında tabutumuzla kaysaydık… Kelimelerin bittiği yerdeyim, işte aynen bu şiir gibi…
Gelsem mi gelmesem mi? Bilemiyorum
Öyle zor ki, bir türlü karar veremiyorum
Tek bildiğim seni çok… Seviyorum
Kırmadan incitmeden sana…
Sessiz sedasız veda etmek istiyorum
Yüreğim beni duyuyor musun?
Artık çok uzaklara gidiyorum
Korumak adına bak
Sevgimi yüreğime gömüyorum
Ayılığa son defa el sallarken ben
El veda sana diyorum
Kararımı verdim artık gidiyorum
Durmanın hiçbir anlamı yoktu zaten.
Kendimden, Senden geçtim ama
Sevgimden asla vaz geçemiyorum
Tek isteğim var senden…
Ne olur! Giderken ben
Gözyaşı dökme ardımdan
Kıyamam sana, çok değerlisin sen
Sonsuza kadar yüreğimde kal! Yeter
Sana son sözüm hoşça kal derken
vakti geldi ayrılığın.
ne yapsak boşuna şimdi.
çaresizlik dizilir şu boğazıma
sana gitme bile diyemem
senin için bir şarkı seçtim.
giderken dinlersin.
ben senin arkandan çok söylendim
gözlerime anlatamadım.
vakti geldi ayrılığın
artık bu adam yalana dolana karışır
bende seni sevmiyorum
ben bu şiirleri sana değil başkasına yazıyordum
bir gün bile sürmez aşkın
hemen başkasını bulurum
hayatıma yeniden başlarım
Yüreğimde senden kalan sadece acı bir yara,
Her defasında kabuklarını kaldırıp da, canımı yakma,
Öylesine mağrur bıraktın ki beni giderken ardında,
Gittiğin yerde kal, yalanlarını da al yanına…
Git artık, geride bıraktıklarını hatırlama,
Sakın yaklaşma, bir adım bile yakınıma,
Olma artık hayatımda,
Olma artık ne dünümde, ne yarınımda…
Bırak öylece beni, bulduğun karanlıklarda,
Sensizliğimde daha mutluyum, yalnızlıklarımda,
Yalnızlığımın vebali yok, senin verdiğinden fazla,
Hadi git, git artık sakın bakma ardına!..
Gidiyorsun işte!
Gözlerinin içine bakamıyor, gitme diyemiyorum
Oysa gelişini daha dün gibi hatırlıyorum
Alışamazdım ilk zamanlar sana, kavuştuğumuzda
Bedenime bir ağırlık çökerdi o ilk zamanlarda
Yadırgayışım, sensiz geçen o upuzun aylardan
Bir kez bile düşünmedim seni, korktum firardan
Kendimce bir hayat kurmuş akıp giderken
Düzen dediğim o büyük boşlukta süzülürken
Çıkıverip karşıma tersten sunup alemi
Görmemi sağlamıştın onulmaz şu çilemi
Ne de çabuk alıştım sana, o ıssız duruşuna
O hüzünlü halin ve o derin bakışına
Zaman geçtikçe, ikiliği aşıyorduk seninle
Seni anladıkça bütünleşiyor, gidiyordum birliğe
Zaman dursun istiyordum bir resimdeki gibi
Ve hep o anı yaşamak istiyordum eskisi gibi
Hemen bağlanmıştım sana bu kadar kısa zamanda
Gel şimdi bağrıma, açtım kollarımı, bırakma!
Ne kadar da nankör zaman cemali yaşatmıyor
Bir soluk aldırıp da kemali aratmıyor
Nankör dedim ya çabuk geçmişti yine
Tahammül edilirmi ki bu ayrılık vaktine
Bu gidişle gittiğinde ilk zamanlar hüzünlenecek
Sonra kapılıp akan hayata adın aklıma gelmeyecek
Yine aylar geçecek, yine geleceksin, biliyorum
Adını anmayacak olsa da seninle kavrulan dudaklarım
Gücüm buna yetiyor, biliyor ve bekliyorum
Bekliyorum işte!